26 Ağustos 2009 Çarşamba

Sayit'in Aptallık Kanunları

1- Akıllılar toplanınca toplam akıl artmaz, aptallar toplandığında toplam aptallık artar.
Bunu daha önce böylece ifade eden olmamışsa Sayit'in Birinci Aptallık Kanunu olarak ilan ediyorum. Hayatın çeşitli alanlarında aksine bir örnek bile olmadan binlerce kez bunu gözlemişizdir.

Aptallık kanunlarının devamı gelecek!

25 Ağustos 2009 Salı

Aptallık Üzerine Akıllı Sözler


* “İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; eğitimle aptal olurlar.” Bertrand Russell
* “Günümüzde, dünyadaki temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise daima şüphe içinde olmalarıdır.” Bertrand Russell
* “Her aptal, kendine hayran olacak daha aptal birini bulabilir.” Simone de Beauvoir
* “İnsanoğlunun aptallık gücünü asla küçümseme.” Robert Heinlein
* “Dünyada insandan daha fazla aptal vardır.” Heinrich Heine
* “Bir aptal utanacağı bir şey yaptığında, mutlaka yaptığı şeyin görevi olduğunu iddia eder.” George Bernard Shaw
* “İki şey sonsuzdur, insanoğlunun aptallığı ve evren. İkincisinden o kadar emin değilim.” Albert Einstein
* “Tüm aptalları kendi tarafına topla, böylece istediğin herhangi bir seçimi kazanabilirsin.” Frank Dane
* “Dünyada gerçek cehalet ve özenle yapılmış aptallıktan daha tehlikeli bir şey yoktur.” Martin Luther King Jr.
* “Zeki bir cehennem, aptal bir cennetten daha iyidir.” Victor Hugo

* “İnsan olmaktansa istiridye olmayı tercih ederdim; hayvanların en aptalı ve amaçsızı." George Berkeley
* “Her aptal onu beğenen başka bir aptal bulur.” Nicolas Boileau
* “Bilgili bir aptal, bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır.” Moliere
* “Büyük tehlike, yarı aptallarla yarı akıllıların arasında yatar.” Goethe
* “Eğer hiç aptal görmek istemiyorsanız, gözlüklerinizi kırın.” Rabelais
* ”Aptal ata binmiş bey oldum sanmış, şalgam aşa girmiş yağ oldum sanmış.” Türk Atasözü
* ”Kendini akıllı sanan herkes aptaldır.” Voltaire
* “Yaşamanın tadını çıkarmaktan korkana aptal derim.” Albert Camus
* “İnanılması en zor dedikodular, aptalların belleğinde en uzun süre kalanlardır.” Alfred de Vigny
* “Bilge herşeyi bilmez, sadece aptallar herşeyi bilir.” Afrika Atasözü
* “Akıllılar toplanınca toplam akıl artmaz, aptallar toplanınca toplam aptallık artar” Sayit Hidayetoğlu
* “Herkes düşüncelerinde yanılabilir, ama aptallar bir türlü düşüncelerinden ayrılamazlar.” Cicero
* “Bilmeyen ve bilmediğini bilen, çocuktur ona öğretin. Bilen ve bildiğini bilmeyen, uykudadır onu uyandırın. Bilen ve bildiğini bilen, liderdir onu izleyin. Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen, aptaldır ondan sakının.” Kung-Fu-Tzu
* “Yalnız aptallarla ölüler fikirlerini değiştiremezler.” James Russel Lowel
* “Aptallık karşısında tanrılar bile aciz kalır” Friedrich Schiller
* “Dehanın sınırları olabilir, ancak aptallığın böyle bir sorunu yoktur.” Elbert Hubbard
* “Aptalları çoğu, sadece cahil olduklarını düşünürler.” Benjamin Franklin
* “Aptallarla asla tartışma, sizi önce kendi seviyelerine çekerler, sonra deneyimleriyle sizi alt ederler.” Brad Slipiec
* “Aptallığın başlıca görüntüleri şunlardır; sebepsiz darılmak, luzumsuz konuşmak, tanımadan güvenmek.” Madame Roland
* “Aristo, beynin sadece kanı soğutmak için var olduğunu, akıl ile ilgili bir işlevinin olmadığını düşünüyordu. Bazı insanlar için bu doğrudur.” Will Cuppy
* “Bir aptalın tahrip gücünü asla küçümseme” Sayit Hidayetoğlu
* “Tanrının insana sınırlı bir akıl verdiğini düşününce, aynı sınırlamayı onun aptallığına yapmaması büyük haksızlık.” Konrad Adenauer
* “Aptallığın insanın canını acıtan bir şey olmaması ne kötü!”  Anton LaVey
* “Aptala akıllıca konuşun, size aptal diyecektir.” Euripides
* “Tanıdığım en aptal kişiler, her şeyi bilen kişilerdir.” Malcom Forbes
* “Akıllılar aptallardan, aptalların akıllılardan öğrendiğinden daha çok şey öğrenir” Marcus Porcius Cato
* “Flaubert aptallığı keşfetti.  Bence bu, bilimsel düşüncesiyle gurur duyan yüzyılın en büyük keşfidir.” Milan Kundera
* “Bilge olmak öyle basit ki...  Sadece aptalca bir şey söylemeyi düşün, sonra da onu söyleme.” Sam Levenson
* “Yazgı mahvetmek istediği kişiyi aptal yapar.” Latin Atasözü
* “Daima akıllılığın çorak zirvelerinden aptallığın yeşil vadilerine in.” Ludwig Wittgenstein
* “Sonsuz, var olan aptalların miktarıdır.” İncil (Vaiz 1:15)
* “Aptallar dinlerken sağır gibidirler; "varken yoklar" deyişi onlara ne güzel uyuyor.” Herakleitos
* “Bu güne kadar kuantum teorisine aykırı tek bir örnek bile bulunamadı, bazı aptallıklar hariç.” Sayit Hidayetoğlu
* “En büyük hırsızlar aptallardır, çünkü zamanımızı çalarlar.” Goethe
* “Kendini geliştirmek istiyorsan saçma ve aptal görünmekten korkma.” Epictetos
* “Tüm muhafazakarlar aptal değildir ancak aptalların çoğu muhafazakardır.” John Stuart Mill
* “Aptal, bencil ve sağlıklı olmak mutluk için gerekli üç şeydir, ancak eğer aptallık yoksa diğerleri yeterli değildir.” Gustave Flaubert
* “Aşk, birlikte aptallaşmaktır.” Paul Valery
* “Cahil ve eğitimli kişiler arasındaki fark, eğitimlilerin daha fazla bilmeleridir. Fakat bunun aptal veya akıllı olmaları ile ilgisi yoktur.” Neal Stephenson
* “Bilge kişinin ihtiyacı çoktur, fakat hiç bir şey istemez; Aptalın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur ama çok şey ister.” Chrysippus
* “Evrende iki şey çok boldur; hidrojen ve aptallık.” Harlan Ellison
* “Aptallıkla deha arasındaki fark, dehanın sınırlarının olmasıdır.” Albert Einstein
* “Aptal ne affeder ne unutur, cahil affeder ve unutur, bilge affeder fakat unutmaz.” Thomas Szasz
* “Hiçbir şey şanslı bir aptaldan daha sinir bozucu olamaz.” Cicero
* “Aptaldan uzaklaşmak Allah'a yaklaşmaktır.” Hasan-ı Basri
* “Aptala verilecek en güzel cevap susmaktır.” Mevlana
* “Öküzün önünde, eşeğin arkasında, aptalın her yanında kendini sakın.” Latin Atasözü
* “Aptallığa giden iki yol vardır.  Birincisi doğru olmayana inanmak, diğeri doğru olana inanmayı reddetmek.” Soren Kierkegaard
* “Aptalların cenneti akıllılar için cehennemdir.” Thomas Fuller
* “Celladını kurtarıcısı olarak gören bir toplum, kasabın bıçağını yalayan aptal danaya benzer.” Karl Marx
* “Talih aptalları akıllandıramayacağını anlayınca onları şanslı kılmıştır.” Michel de Montaigne
* “Aslında herkes dâhidir.  Ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.” Albert Einstein
* “Aşk ne kadar güçlü olduğunu akıllıyı aptal, aptalı akıllı yaparak gösterir.” Aristoteles
* “Aptallıktan başka günah yoktur.” Oscar Wilde
* “Hiç kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir.” Victor Hugo
* “Büyük kitleler halindeki aptalların gücünü asla küçümseme.” George Carlin
* “Politikada aptallık engel değildir.” Napoleon
* “Aptallık sonuçlar çıkarma isteğinde yatar.” Gustave Flaubert
* “İyimserlik ve aptallık hemen hemen eş anlamlıdır.” Hyman G. Rickover
* “Herhangi bir aptal çocuk bir böceği ezebilir, fakat dünyadaki tüm bilginler birlikte bir böcek yapamazlar.” Arthur Schopenhauer
* “Zalimlik aptallığın en kesin işaretidir.” Marty Rubin
* “Bir aptal sonuna kadar aptal olarak, bir hödük olarak kalır; isterse kendisi cennette, etrafı hurilerle çevrili olsun.” Arthur Schopenhauer
* “Meleklerin adım atmaya korktukları yere aptallar koşa koşa gelir.” Alexander Pope
* “Aptal, fırsatı kaçıran ve sonra da kadere lanet eden kişidir.” Yahya ibn Ziyad
* “Aptalın suskunluğu bilgelik sanılır.” Latin Atasözü
* “Salak olabilirim ama aptal asla!” Dansöz Asena
* “Delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir. Delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur, aptallık ise var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir." Albert Einstein
* “Toplum aptal kafaların sığ ve yavan gevezeliklerini büyük beyinlerin düşüncelerinden daha ikna edici bulur.” Arthur Schopenhauer

* “Garip görünüyor ama çok öğrenmek aptallığa çare olmuyor, ve yüksek öğrenim kesinlikle aptallığı güçlendiriyor.” Stephen Vizinczey
* “Yoksulluktan utanmak aptallıktır.  Aptallıktan utanın.” Dostoyevski
* “Kişinin susması, her zaman söyleneni onayladığı anlamına gelmez... Bazen canı aptallarla tartışmak istemiyordur.” Albert Einstein
* “Bir aptalın hatasını düzeltmeye kalkın, sizden nefret edecektir. Bir bilgenin hatasını düzeltin, size minnettar kalacaktır.” İncil, Özdeyişler (9:8)
* “Aptallığın ilacı yoktur." Alman Atasözü
* “Akıl doğuştandır, aptallık öğrenilir." Rus Atasözü
* “Aptallar hatadan kaçınmaya çalışsalar da aksine yine hata yaparlar." Horatius
* “Aptallık gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır." Morgan Freeman

* “Nerede aptal olacağını biliyorsan yeterince zekisin demektir." T. S. Eliot
* “Tedirginlik ve endişe zeki insanlara özgüdür. Bir aptalın endişelendiğini göremezsiniz." Goethe

Aptallık Üzerine Sorular (ve Cevap Denemeleri)


1- “Aptallık” nedir, ne değildir? Kime “Aptal” denir?
Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlükte “Aptal” sözcüğünün karşılığı şöyle; “Zekası pek gelişmemiş, zeka yoksunu, alık, ahmak.” Burada aptallık, bir zeka eksikliği veya geriliği sorunu olarak gösteriliyor. Sözlük anlamı dışında bunun doğru bir tarif olduğunu söylemek mümkün değil. “Alık” veya "Budala" için böyle bir zeka eksikliğinden söz edilebilir, ancak aptallık asla sadece bir zeka eksikliği durumu değildir. Aptalların bir çoğu son derece zeki insanlardır. "Ahmaklık" ise yine bir zeka eksikliği halinden çok aklı gereği gibi kullanamama durumudur.
Öyleyse “Aptallık” nedir?, "Aptal" kime denir?
Şaşırtıcı bir şekilde bu konuda yazılı kaynak ve bilimsel çalışma son derece az. Kaynaklarda bulunabilen tanımlardan biri şöyle; "Kendisi için bir fayda beklentisi olmadan, hatta çoğu zaman kendine de zarar vererek davranışları ile başkalarının zararına neden olan kişiye Aptal denir." 1922-2000 yıllarında yaşamış, İtalya ve ABD'de İktisat Tarihi dersleri vermiş bir akademisyen olan Prof. Carlo M. Cipolla, “Allegro Ma Non Troppo” adını verdiği çalışmasında “Aptal”ı böyle tarif ediyor. Ancak Prof. Cipolla burada, "Aptal"dan çok "Aptallık" ile, aptallığın ne olduğundan çok onun sonuçları ile ilgileniyor. Aptalı, aptallığını yapmadan önce tanıyabilmemize olanak sağlamıyor. Aptalın adını ancak kendine ve diğerlerine aptallığı ile zarar verdikten sonra koyabiliyoruz. Bu tanım üzerinden giderek aptallığı tüm yönleri ile anlamak mümkün değil.
Aptallığın başka bir tanımı “bir kişinin yeteneklerini ve bilişsel kapasitesini optimal olarak kullanımda gösterdiği beceriksizlik.” olarak bulunabiliyor literatürde. Bu tanım ilkine göre daha kapsayıcı, ancak aslında aptallık olmayan bazı insanlık hallerini gerçek aptallıktan ayırt etmemiz gerekiyor. Örneğin, türlü nedenlerle gündelik hayata uyum gösteremeyen veya göstermek istemeyen kişilere aptal demek yersiz olur. Her iki durumda da aptalca bir beceriksizlik söz konusu değildir. İlkinde bir yetersizlik, ikincisinde ise bilinçli bir seçim söz konusudur. Aynı şekilde, aslında pek de yüksek olmayan entelektüel kapasitesini olabildiğince kullanmaya çalışan birinin durumu da aptallıktan başka bir şeydir.
Aptallığa başka bir yaklaşım, yine aptalca davranışları gösteren bir kısım insanların düşünce biçimlerini anlama yönünden yapılabilir. Hemen tüm aptallarda görebildiğimiz bir düşünce ve buna bağlı bir davranış biçimi olarak “Aptallık, gerekli maddi koşulları yerine getirmeden her şeyi her şeye bağlamaktan, her şeyi her şey ile açıklamaktan çekinmemektir.” Edebiyat adamı Tahsin Yücel, bir denemesinde (“Aptallık” yerine “Salaklık” deyimini kullanarak) bu dikkate değer tanımı yapmaktadır. Tahsin Yücel yine aynı denemede son derece isabetli bir gözlemini ifade ediyor; “Salağın her zaman bir açıklaması vardır, neyin neyden çıktığını bilir. “Bilmiyorum” sözü salağın en az kullandığı kelimelerden biridir.”
Buraya kadar gördüğümüz hiçbir tarif veya tanımın Aptallığı tüketici bir şekilde kapsadığı söylenemez. İyi bir tanım, tüm aptalları ve aptallıkları kapsarken aptal olmayanları ve aptallık olarak nitelenemeyecek davranışları dışarıda bırakmalıdır. Bu mütevazi çalışmanın hedefi “Aptallık” ve buna bağlı olarak “Aptal” için kapsamlı ve temellendirilebilir bir tanım yapmak, bu tanıma dayanarak mümkünse objektif bir aptallık ölçütü geliştirmektir.


2- Aptallık kalıtımsal mıdır, yoksa insan sonradan mı Aptal olur?
Aptallıkta genetik faktörler büyük ölçüde etkilidir. Gözlemlerim kardeş veya akraba olmakla kişinin aptallık derecesi arasında güçlü bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu ilişki, kalıtımı tek bir gene bağlı karakterlerde olduğu gibi apaçık değildir. Aptallık nitelikleri sonraki nesillere çok genli bir yapıda aktarılır. Bu nedenle nesiller arasında aptallığın aktarılma mekanizmasını takip etmek oldukça zordur.
Kalıtımsal altyapı, uygun çevresel koşullarda öğrenme ile gelişip aptallık belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Bu potansiyel, bazı kişilerde uzun süre kendini göstermeden saklı kalabilir. Bu saklı aptallık potansiyeli, bilinçaltına itilen travmatik duyguların bilinçli davranışlarımızı etkilemesine benzer bir şekilde yaşantılarımızı etkiler, yüzeye çıkmak için fırsat kollar, alttan baskı yapar, hiç beklenmedik bir anda sürpriz bir aptallık olarak ortaya çıkar. Ama mutlaka çıkar!


3- Aptallığın dereceleri var mıdır, aptallık derecesi ölçülebilir mi?
Evet vardır. Her insanda bir aptallık faktörü (veya derecesi) vardır, ve bu faktör her zaman insanın kendisinin olduğunu düşündüğünden daha büyüktür. Bu da başka bir İtalyan'ın, Giancarlo Livraghi'nin tespiti. Buna katılıyorum. Allahtan bende bu faktör yok denecek kadar az.
Hiç kimse aptallıktan tam olarak kurtulmuş değildir, yine hiç kimse tam olarak aptal değildir. Eğer iyi bir tanım yapılabilirse bu tanıma dayalı ölçüm yöntemleri de geliştirilebilir. Aptallık somut bir zihin hali ise ölçüm yapmak daha kolay olacaktır ancak daha çok görece bir kavram ise bu ölçümü yapmak oldukça zorlaşır.


4- Aptallığın türleri var mıdır? Aptallık bulaşıcı mıdır?
Evet vardır. Örneğin “Sevimli Aptal”, “Zararsız Aptal”, “Küstah Aptal”, “Cesur Aptal” gibi sınıflandırmalar yapabiliriz. Aptallar gerçek hayatta karşımıza sevimli bir medyatik kişilik, tanınmış bir akademisyen, etkili bir politikacı, ünlü bir şarkıcı veya üst düzey bir yönetici olarak çıkabilirler. Bazı aptallar ise iki veya daha çok kategoriden özellikleri aynı anda taşıyabilirler.
Aptallık  bulaşıcıdır, etkileşimcidir, çoğalıcıdır, üreyicidir, dış etkenlere karşı son derecede dirençlidir.


5- Zeki insan aynı zamanda Aptal olabilir mi?

Evet olabilir. Örnek görmek istiyorsanız çevrenize bakın, örneğin Ankara Fen Lisesi mezunlarına... Hatta, zeki insanların arasında aptalların oranının daha yüksek olmasını bile bekleyebiliriz, çünkü akıllı insanların kendi aptallıklarının farkına varması ve bu durumdan kurtulmaya çalışması ihtimali daha düşüktür. Akıllı olarak bilinen kişilerin çevresindekiler, bu insanlar aptallık yaptıklarında bunu ifade etmekten çekinirler. Zeki insanların önceki başarıları, yaptıkları aptallıkların diğerleri tarafından algılanmasına, bunun açıkça ifade edilmesine ve onlara geri bildirim olarak dönmesine engel oluşturur. Böylece akıllı insanların aptallıklarını fark etmeleri ve düzeltmeleri olanakları azalır ve zorlaşır.

6- Aptallık giderilebilir mi? Eğitimle azalır mı?
Aptallık, insan varoluşunun bir parçasıdır. İnsan toplulukları içinde zamandan, mekandan ve topluluğun başka her türlü ölçülebilir niteliğinden bağımsız olarak, tıpkı bir kaşık şekerin bir sürahi su içinde eriyip homojen olarak dağılması gibi yayılmıştır.  Herhangi bir toplumsal kesit içinde aptallarının oranının toplumun diğer kesitlerine göre daha yüksek veya daha alçak olması gerekmez. Carlo Cipolla’ya göre eğitimli insanlarda da aptallık faktörü eğitimsizlere göre daha düşük değildir. Carlo Cipolla, "Her sosyal kesitte aptalların oranı sabittir" diyerek bunu bir yasa haline getirmiştir. Zaman içinde tekil insanın aptallığı artıp azalabilir, ancak yaşayan hiç bir insanda aptallık tam olarak yok olmaz. Aynı şekilde hiç bir insan da tümüyle aptal değildir. Ancak Cipolla'nın bu tespitini bir yasa olarak kabul etmek mümkün değil, en azından "Zenginliğini Sürdürenler" ve "Başarılı İş Adamları" gibi kesitlerde aptallık oranının daha az olması gerekir. Gerçek aptallar bu kategorilerde uzun süre kalamazlar.


7- İnsan kendi çabası ile aptallıktan kurtulabilir mi?
İnsan kendi aptallığını tam olarak hiçbir zaman algılayamaz. Dünya tarihi, gerçek anlamında inanarak ve bilerek "ben aptalım" diyen birini kaydetmemiştir! Bu sözü kullananların hepsi mecazi anlamda "aslında ben akıllıyım da, iyi niyetimin kurbanı oldum, o anda boş bulundum, çok seviyordum onun için yanıldım vb." anlamlarda kullanmıştır.
Sorumlu, cömert ve iyi insanlar genellikle nasıl olduklarının farkındadırlar. Aynı şekilde kötü ruhlu insanlar da açıkça bilincinde olmasalar bile en azından kendilerinin çok iyi bir insan olduklarını düşünmezler. Aptallar ise hiçbir zaman aptal olduklarının bilincinde olamazlar.  Ancak aptallık faktörü düşük olan bazı şanslı kişiler, zaman zaman aptallık yaptıklarının farkına varabilirler. İnsanın aptallığından sadece kendi çabası ile kurtulması mümkün değildir, bu çaba insanın kendisini kendi kulağından tutarak havaya kaldırmaya çalışması gibidir.


8- Aptal’a Aptal yerine nazikçe ne denebilir?
Aptala, kesinlikle, hiç bir şekilde "aptalsın" dememek gerekir.  Bunun yerine nazikçe "çok tatlısın", "çok şirinsin", "çok iyisin", "çok safsın", "çok iyi niyetlisin", "çok iyi kalplisin" vb. diyebilirsiniz. Mecbur kalırsanız karşınızdakine "salak" diyebilirsiniz ancak asla "aptal" demeyin. Bir söyleşide dansöz Asena "Salak olabilirim ama aptal asla!" diyerek adeta bu tezimi örneklendirmişti.
Bir insana yapılabilecek en büyük hakaret, yüzüne karşı aptal olduğunu söylemektir. Bundan da kötüsü ise aptallığını itiraz edilemeyecek bir biçimde, apaçık olarak kendisine göstermektir. Yaratacağı varoluşsal travmatik etkiler düşünülürse birine kendinin aptallığını kanıtları ile apaçık göstermek, insanlık dışı denilebilecek kadar ağır bir suç olmalıdır.


9- Aptallık her zaman olumsuz bir durum mudur?
Hayır, hiç de değil. İnsanın evrimsel tarihinde aptallık bazı anlarda ilerleme yolunu açan olumlu bir rol de oynamış olabilir. Aptallığı insanın bir çeşit “farklı” eyleme hali olarak düşünürsek, belki de bu farklılık veya aykırılık durumu, normalde aptallık olarak değerlendirilirken değişen çevre koşullarında avantaj yaratan evrimsel ileri bir adım haline gelmiş olabilir. Bu konuda (aptallığın yararları üzerine) epeyce malzeme birikimim var, ileride düzenleyip yazacağım.


10- Peki ben ne diyorum?
Şimdilik “Aptallık, insanın olasılık belirleme yeteneğinin düşük olması halidir.” diyorum. Bu durumdaki insan, bizim “Aptallık” olarak nitelendirdiğimiz davranışları sergileyebilir ve böyle kişilere “Aptal” deriz. Aptallar gündelik hayatımızda karşımıza daima genele ve beklentiye uymayan davranışları ile çıkarlar; bazen ince bir gömlekle yağmura yakalanmışken, bazen akan trafikte yarattığı riski düşünmeden sağınızdan hızla geçerken, bazen de bilgisiz olduğu bir konuda ahkam keserken…
Tanımımı “şimdilik” kaydıyla veriyorum. İçerik olarak doğruluğuna inansam da henüz iyi bir şekilde formüle edemediğimi düşünüyorum. Bu konudaki çalışmalarımı daha iyi bir noktaya ulaşıncaya kadar sürdüreceğim ve gelişmeleri bu blogda paylaşacağım.